1-KIZIL GEZEGEN (RED PLANET)

YAZAR: Robert A. Heinlein
YAYIN TARİHİ: 1996
SAYFA SAYISI: 191
ÇEVİRMEN: Ferhan Ertürk
KİTABIN KONUSU: Jim Marlowe adında, Mars’ta yaşayan ve Willis adında zıplak türü yaratığı olan bir çocuk vardır. En yakın arkadaşı da Frank Sutton’dur. İki çocuk Mars’taki koloni şehirlerinden birine okumaya gider. Willis, papağan gibi ses tekrarı yapan ve hafızası çok kuvvetli bir yaratıktır. Okul müdürü ile koloni müdürünün bir konuşmasına şahit olur. Artık göç yapılmayacaktır. Bu durumun bir an evvel kolonicilere bildirilmesi gerekmektedir. Jim ve Frank okuldan kaçar. Bu arada Marslılar da onlara yardım eder. Artık koloni yöneticisi Beecher ve koloniciler arasında bir savaş olacaktır. Ama bunun galibi kim olacaktır? Marslıların dünyalılara bakış açısı nedir? Olaylar nasıl son bulacaktır? Kızıl Gezegen’i Merakla ve büyük heyecanla okuyacağınızdan şüphemiz yok.
Kitaptan bir parça: “Mars’ta güneş batımındaki ani ısı düşüşü bir Dünyalı insan için, özel elbiseleri yoksa ve devamlı hareket etmiyorsa donarak ölüm demekti.”
2-YILDIZ GEMİSİ (STARSHİP)

YAZAR: Brian W. Aldiss
YAYIN TARİHİ:1999
SAYFA SAYISI: 235
ÇEVİRMEN: Sönmez Güven
KİTABIN KONUSU: Roy Complain dünyada yaşayan birisidir ve bir av esnasında karısını kaybeder. Cezalandırılmadan önce Rahip ve bir kaç arkadaşı ile kaçar. Rahibin elinde bir kitap vardır ve gerçeğin bir kısmını öğrenirler. Aslında yaşadıkları yer dünya değil devasa boyutlarda bir gemidir. Acaba bu cehennemden sağ çıkabilecekler midir? Dünyanız sadece bir uzay gemisinden ibaret olsa ve bundan haberiniz olmasa öğrendiğiniz zaman ne yapardınız? Sizce onlar öğrendiği zaman ne yaptı işte bunun cevabı sadece kitabın içinde saklı.
3-SERÇE (THE SPARROW)

YAZAR: Mary Doria Russell
YAYIN TARİHİ: 1996
SAYFA SAYISI: 416
ÇEVİRMEN: Emil Keyder
KİTABIN KONUSU: Hikâyemiz, 2019-2039-2060 yılları arasında geçiyor. Bir radyo vericisindeki görevli uzaydan gelen sinyalleri tararken, Rakhat adında bir gezegenden muhteşem şarkılar geldiğini keşfeder. Bunu öğrenen dünyalılar ise hemen harekete geçerek gezegene yolculuğa çıkarlar ve bu yolculuk birbirinden ilginç sonuçlara yol açar. Ufacık bir spoiler verecek olursam, eser tam anlamıyla yabancı bir gezegende tanrıyı arama serüvenidir. Din ve bilim kurgu birbirine bu kadar yakışabilirdi.
Kitap yayınlandığı dönemden günümüze kadar birçok ödüle ev sahipliği de yapmıştır. 1996’da Entertainment Weekly dergisi tarafından yılın en iyi on kitabından biri seçildi. 1997’de İngiliz Bilimkurgu Yazarları Kurumu tarafından En İyi Roman ödülüne layık görüldü. Sırasıyla James Tiptree Jr. Arthur Clarke ve John W. Campbell edebiyat ödüllerini de topladı.
Kitaptan bir parça: “Tanrı beni terk etmiş gibi gözükse de, izliyordu. Acılarıma kayıtsızmış gibi gözüktüğü zamanlar da bile, izliyordu.”
4-PISIRIKLAR ÇAĞI (THE AGE OF PUSSYFOOT)

YAZAR: Frederik Pohl
YAYIN TARİHİ: 1998
SAYFA SAYISI: 162
ÇEVİRMEN: Mehmet Moralı
KİTABIN KONUSU: Bir yangında kahramanlık yapmaya kalkışan Forrester, duman ve ateş soluyarak ölmüştü. Cesedini dondurup sakladılar ve beş yüz yıl sonra yeniden canlandırdılar. Yeniden doğmak güzel bir şeydi mutlaka, ama milyonlarca insanın yeniden diriltilmek için sırasını beklediği, savaş meraklısı Siriuslular’ın Dünya’ya saldırmak için fırsat kolladığı bir çağda, ciddi uyum sorunları da olabilirdi insanın. Özellikle “ölüm korkusu” üzerine kurulu bir uygarlıkta ölüp, bildiğimiz anlamda ölümün olmadığı bir uygarlıkta uyanıyorsanız…
Sıvı helyum ısısında kimya durur. Bu gerçeğe ve mantıklı bir varsayıma dayanılarak yirminci yüzyılın en büyük endüstrisi doğmuştur.
Mantıklı varsayım şuydu: Tıp geçmiş yıllardaki mucizevi ilerlemesine gelecekte de devam edecek ve günün birinde, ölüm nedeni ne olursa olsun, bunun tedavisi, telafisi veya tamiri yolu bulunacak veya hiç olmazsa hayatın fazla etkilenmeden sürdürülmesi sağlanacaktı. Önemli olan nokta dondurma işleminin zamanı durdurmasıydı.
Kitaptan bir parça: “Ah, zenginliğin dertleri. Herkes sizi ondan kurtarmaya çalışır!”
5-KAYBOLAN MİRAS (LOST LEGACY)

YAZAR: Robert A. Heinlein
YAYIN TARİHİ: 1995
SAYFA SAYISI: 120
ÇEVİRMEN: Fatma Taşkent
KİTABIN KONUSU: Üç yakın arkadaş bir olay sonucunda kendi beyinlerinde gizli ve inanılmaz yetenekler olduğunu keşfederler.
Kendilerini bu yetenekleri çözmeye ve yeteneklerin tamamının kullanılması sonucunda ne gibi sonuçlar doğabileceğini araştırmaya adarlar. Bizde bu serüvende başlarından geçen ilginç ve merak uyandıran olayları okuyoruz.
Kitaptan bir parça: “Yalnız yaşayan kızların itibarı olmaz. Sütten ak, sudan berrak olsak yine de her iki cinsin saldırısına uğrarız.”
I’m gone to convey my little brother, that he should also go to see
this weblog on regular basis to get updated
from hottest reports.
BeğenLiked by 1 kişi